Tarih: 27.12.2016 05:25

Vatansever insanlara sahip çıkılmalı

Facebook Twitter Linked-in

SDÜ’de konferansa katılmak üzere Isparta’ya gelen Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, terörle mücadelenin öncelikle vatansever insanlara sahip çıkmaktan geçtiğini ifade ederek, bu konuda hükümete yüklendi. Koncuk, “Türkiye Kamu Sen mensuplarını son 14 yıldır dışladığınız gibi dışlamaya devam ederseniz, milli birliği sağlamak ve terörle mücadele etmek kolay olmaz” diye konuştu.
 
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Süleyman Demirel Üniversitesi’nde düzenlenen  ‘Kamu Çalışanlarının Haklarının Savunulmasında Sendikaların Etkinliği’ konulu konferansa katılmak üzere dün Isparta’ya geldi. Koncuk’u Isparta’da Kamu Sen İl Temsilcisi Ali Balaban, Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Hayati Yıldız, Türk Büro Sen Şube Başkanı Ahmet Aydemir ve konfederasyona bağlı diğer sendika temsilcileri tarafından karşılandı. SDÜ’de öğrencilerle buluşan Koncuk daha sonra Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’ı makamında ziyaret etti.
“ISPARTA’YI YAKINDAN TAKİP EDİYORUM”
Yarı Ispartalı olduğunu belirten Genel Başkan İsmail Koncuk, gençlik yıllarının Şarkikaraağaç’ta geçtiğini anlattı. Koncuk, “Dolayısıyla Isparta’yla gönül bağımız her zaman var. Isparta memleketimizin en güzel illerinden bir tanesi. belediye Başkanı olarak son derece güzel işler yapıyorsunuz. Isparta’yı yakından takip ediyorum. Son derece başarılı çalışmalar yapıyorsunuz. Bu anlamda bizim medarı iftarımızsın” dedi.
“TÜRKİYE’NİN SURİYE VE IRAK OLMASINA MİLLET OLARAK ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Ülkemizin zor günler yaşadığına değinen Koncuk, şunları söyledi: “Gerek Suriye’de gerekse kalleşçe yapılan saldırılarla şehitlerimiz geliyor. Yüreğimiz adeta yangın yerine döndü. Allah milletimizi ve ülkemizi korusun. Birlik ve beraberliğimizi daim etsin. Ispartalılar vatansever insanlar. Hassasiyeti son derece yüksek insanların oluşturduğu bir yer Isparta. Ama ülkemizin geleceği konusunda kaygılarımız var. Kamu Sen olarak milli birlik ve beraberliğin önemini her zaman vurguladığımız gibi bugün daha fazla vurgulamaya ihtiyaç duruyoruz. Türkiye’nin Suriye ve Irak olmasına millet olarak asla müsaade etmeyeceğiz. Milli birlik ve beraberliğimizi koruyarak inşallah geleceğe daha güvenli yürüyeceğiz. Bu konuda hükümete ciddi görevler düşüyor. Türkiye Kamu Sen, milli özelliği tebarüz etmiş insanların oluşturduğu konfederasyon. 
“KAMU SEN MENSUPLARINI DIŞLAMAYA DEVAM EDERSENİZ
MİLLİ BİRLİĞİ SAĞLAMAK VE TERÖRLE MÜCADELE ETMEK KOLAY OLMAZ”
Terörle mücadele, milli birliği ve beraberliği sağlamaktan, öncelikle vatansever insanlara sahip çıkmaktan geçer. Eğer siz hükümet olarak milli birlik ve beraberliği sağlamak iddiasında iseniz onu ancak Türkiye’yi, Türk milletini seven, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne samimiyetle inanan, milli düşünme kabiliyeti üst seviyede olan insanlarla başarabilirsiniz. Eğer siz Türkiye Kamu Sen mensuplarını son 14 yıldır dışladığınız gibi dışlamaya devam ederseniz, milli birliği sağlamak ve terörle mücadele etmek kolay olmaz. Çünkü terörle mücadele sadece teröristle çatışarak yapılacak bir mücadele değildir.  Kamusal alanda Türkiye sevdalısı, vatansever insanları istihdam etmek, onları karar alma mekanizmalarını başına getirerek mücadele olur. Maalesef ülkemizin bir bölgesinde sendika görünümlü esasen sendikacılıkla uzaktan yakından alakası olmayan bir yapı, birçok insanı da içerisine alarak kamu kurum ve kuruluşlarını adeta istila etmiştir. Bölücü zihniyet taşıyan insanlarla nasıl terörle mücadele edilecek? Milli Eğitim gibi, Sağlık Bakanlığı gibi kuruluşlarda yaşadıklarımızı görüyoruz. Güney Doğu’nun birçok bölgesinde gerçekten PKK ile dirsek teması olan birçok kişi halen yönetim kademesinde. Hükümete yakın bir sendikası olmuş bunlar, oralardan yararlanarak hem hükümetin imkanlarından istifade ediyor hem de bölücü fikirlerini maalesef yaymaya devam ediyor. Bunlara izin verilemez. Hükümetin burada ayağını yere basması ve milli özelliği tebarüz etmiş Kamu Sen mensuplarını karar alma mekanizmalarının başına getirmesi gerekir.
“YENİ KAPI RUHUNUN HER ALANDA YAŞANMASI GEREKİR”
15 Temmuz sürecinden buyana Sayın Cumhurbaşkanının ifadesiyle Yeni Kapı ruhunun her alanda yaşanması gerektiğini ifade ediyoruz. Buna samimiyetle ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Bu kuru bir söz olarak kalmamalı. Doğruyu alkışlar ve baş tacı ederiz. Çünkü biz Türk milletini seviyoruz. Yanlış olduğunda da buna yanlış deme cesaretine Allah’a şükür hepimiz sahibiz.”
“BÖYLE BİR UYGULAMA BİZİ DOĞRUYA GÖTÜRMEZ”
Öte yandan bir gazetecinin ’15 Temmuz’dan sonra kamuda açığa almalar ve ihraçlarla’ ilgili bir soruyu yanıtlayan Genel Başkan İsmail Koncuk, “15 Temmuz’dan sonra Kamu Sen, memurların açığa alınması ve ihraçları konusunda bir şeyi vurguladı ve onu vurgulamaya devam ediyor. Hukuk içerisinde kalınması, suçlu ile suçsuzu ayırt etmenin temel hareket noktası olması gerektiğini ifade ettik. Ancak 15 Temmuz’dan bu yana sayıları 86 bini bulan, açığa almalarla beraber 100 bini aşan, kamudaki hukuki tabanı, zemini olmayan bu uygulamalar artık vicdanları karatır hale geldi. Vatansever, milliyetçi, asla bölücülükten yana olmayan, FETÖ terör örgütü ile hiçbir ilgi ve alakası olmayan insanlar da maalesef bu süreçte açığa alındı ya da ihraç edildi. Böyle bir uygulama bizi doğruya götürmez. Hükümetin burada önce kendi yaptıkları sorgulaması gerekir.
“17-25 ARALIK YERİNE 15 TEMMUZ’U ESAS ALALIM”
Hükümet yetkilileri yaptıkları açıklamalarda milat olarak 17-25 Aralık tarihini işaret ediyorlar. Siz birlikte yürüdüğünüz bu insanların gerçek yüzünü tüm imkanlarınıza rağmen ancak 17-25 Aralık’ta anlayabildiyseniz aynı feraseti vatandaştan bekleyemezsiniz. Vatandaş da bunların çirkin yüzünü 15 Temmuz’da gördü. Türkiye Kamu Sen olarak biz de bu yüzden milletin miladi olarak 15 Temmuz’un esas alınması gerektiğini söylüyoruz. 15 Temmuz’u esas alalım, darbe girişimi ile darbecilerle koltuk temasında olan, onları desteklemiş, darbe girişiminin içinde olan insanlar cezalandırılsın. Ama masum, darbeye karşı çıkmış, tam tersi hareket yapmış insanlar ihraç edilmesin, açığa alınmasın. Hukuk içerisinde kalınarak gerekli soruşturma yapılarak, savunma hakkı verilerek tüm yanlışlar düzeltilebilir. Kamu Sen olarak uyarı görevlerimizi bundan sonra da yerine getireceğiz. Çünkü 100 binden fazla insanın mağdur edilmesi bir hukuk devletine yakışır bir uygulama değildir. Gerek Türk Ceza Kanununda gerekse evrensel hukukta suç tanımına girmeyen sebeplerle insanları meslekten atmak, açığa almak, açlığa ve yokluğa terk etmek insani de değildir, hukuka da uygun değildir. Kamu Sen bu eksiklikleri ve hataları bundan sonra da dile getirmeye devam edecektir” şeklinde konuştu.
“MÜLAKAT, TORPİL DEMEKTİR”
Diğer taraftan kamuya alımlarla ilgili soruyu yanıtlayan İsmail Koncuk, mülakatın torpil anlamına geldiğini dile getirdi. Koncuk, “Kamuya alımlarda mülakat uygulanıyor. Öğretmen alımlarında uygulanan mülakat bundan sonra sağlık çalışanlarının da alımında uygulanacak. Mülakat uygulaması hak edenlerin devlet kademelerinde yer bulamaması sonucunu doğurur. Mülakat torpil demektir. Halbuki KPSS ile alım yapılsaydı bu torpil yıllar içinde nasıl kaldırıldıysa, KPSS esas alındığı için, yine evlatlarımız bundan zarar görmeden, herhangi bir torpil arama derdine düşmeden, alın teri dökerek kamuda yer bulabilirdi. Ancak bundan sonra anlaşılıyor ki torpil bulamayan kamuda yer bulamayacak. Bu kamuda verimsizliği, kalitesizliği getirir. KPSS öğrencilerimizin gece gündüz çalıştığı bir sistemdi. İnsanlar artık kendisini yetiştirmek ve daha donanımlı hale gelmek yerine daha nitelikli torpili nasıl bulurum derdine düşecekler. Bu bizim evlatlarımıza yapılmış en büyük kötülüklerden birisidir” ifadelerini kullandı.
“GELİŞEN EKONOMİ DOĞRULTUSUNDA MEMUR ZAM ORANLARINI REVİZE ETMENİZ GEREKİR”
Son olarak memurların 2017’deki maaş zamlarına değinen Koncuk, “2017’de yapılacak zam yüzde 3+4’dür. 2015’de imzalanan toplu sözleşmede bunun yanlış olduğunu, doğmamış çocuğa don biçmek anlamına geldiğini söyledik. 2016’da da çok fazla değildi ama 2017 zammına göre iyiydi. Türkiye’de ciddi bir ekonomik daralma var. Dolar 3,5 TL’nin üzerine çıktı. sadece doları baz aldığımızda  memurların alım gücünde yüzde 15’lik bir azalma meydana geldi. Dolar bazında bile değerlendirdiğimizde memurların alım gücünde yüzde 15’lik azalma meydana geliyorsa, siz 2015’te imzaladığınız toplu sonuçlarına göre yüzde 3+4 zam yapamazsınız. O halde onu da gelişen ekonomik değerler doğrultusunda yeniden revize etmeniz gerekir. Aksi takdirde emekliyi, memuru yokluğa terk etmiş olursunuz” dedi.
GÜNAYDIN: İYİ BİR SENDİKACIYIM
Belediye Başkanı Günaydın da asgari ücret 1300 TL olsun diye konuşuşurken Belediye’de taşeron çalışanlara 1700 TL maaş verdiklerini anlattı.  Günaydın, “Isparta Belediyesi bu konuda Türkiye’de en iyi maaş veren ve işçisine para veren bir belediyedir. Bunu halen az bile görüyorum. Ama ekibimizden fevkalade çalışmalarını istiyoruz. Bu konuda fena değiliz. Bir dönem belediye başkanlığına ara verdik. Vermeseydik ileri ülkelerin maaşıyla denk hayalim vardı. Örneğin orada bir işçi orada 2 bin dolar veriyorsa onu vermek istemeyecektim. Ama ona ulaşamadık. Seçim kaybettik. Arada kayıplar oldu. Buna rağmen en iyi maaş veren yine Isparta Belediyesi. Asgari ücret 900 lira civarındayken biz 1600-1700 lira veriyorduk. Bizim sendikacıların önünde olmamız lazım. Prensibimiz bu. Kadın işçilerimiz vardı. Bunlar geçici çalışıyorlar. 3-4 ay çalıştırılıyordu bu yıl 11 ay çalıştırdım. Onlara 400-500 lira ödenirdi ben bu yıl onlara 1600-1700 lira maaş ödedim. Hakkını vermemiz lazım. diğer dünyada bundan sorumluyuz. Onun için iyi bir sendikacıyım” dedi.
 


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —