Tarih: 04.07.2016 05:13

SDÜ'nün kara tarihi 2011-2015

Facebook Twitter Linked-in

Isparta'da 4 dalga şeklinde gerçekleştirilen Paralel Devlet Yapılanması, Fethullahçı Terör Örgütü operasyonunda beklenen iddianame 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Isparta Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında 51'i tutuklu 130 şüpheli hakkında yargılama yapılacak. Şüpheliler; silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, üye olma, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, MHP kasetlerinin montaj yapılması, internetten yayına verilmesi, resmi belgede sahtecilik, zimmet, şantaj, terörüzm finansmanının önlenmesi hakkındaki kanunan muhalefet etme suçlarından yargılanacaklar. İlk celse 15 Ağustos 2016 tarihinde.
            Isparta 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen savcılık iddianamesinde önemli noktalara dikkat çekiliyor. SDÜ Rektörü Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı'nın 13 Mayıs 2016 tarihinde savcılığa verdiği beyan, soruşturmanın en önemli iddiaları arasında. Rektör Çarıkçı, savcılık beyanında 2011-2015 döneminde SDÜ'de usulsüz kadrolaşmalar yapıldığını, işletmelerden zorla ve tehditle para toplandığı, kaynakların örgüte aktarıldığını, yapıya uzak personelin korku içinde çalıştığını ileri sürdü. İşte Çarıkçı'nın soruşturmaya ilişkin iddianamede yer alan beyanları:
            "2015 yılı nisan ayında yapılan seçiler sonrasında 2015 yılı Mayıs ayında Süleyman Demirel Üniversiteis'ne rektör olarak atandığı ve halen bu görevi devam ettirdiğini, 2011 yılı rektörlük seçimleri öncesinde değişik siyasi görüşlere mensup 40-45 akademisyenin bir platform oluşturduklarını, kendisinin de bu platformda yer aldığını, bu platformda yer alan Hakan Türkkahraman, Mustafa Kelen ve Zekeriye Akman'ın Fethullah Gülen cemaatine yakın kişiler olduklarını, platformun Hasan İbicioğlu'nu rektörlük seçimlerinde destekleme kararı aldığını, Hasan İbicioğlu'nun rektör olarak atanmasından sonra üniversitenin yönetim kadrosunu oluştururken FETÖ/PYD'ye yakın kişilere öncelik verdiğini, bu uygulamanın platform üyelerinde rahatsızlık yarattığını, bu nedenle Sedat Aktan'ın bu uygulamaya tepki koyduğunu, Rektör Hasan İbicioğlu'nun onun gönlüğünü almak için bir toplantı tertip ettiğini, bu toplatının Sedat Aktan'ın evinde yapıldığını, toplantıya Sedat Aktan'ın daveti üzerine kendisinin de katıldığını, toplantıya Hasan İbicioğlu, Talip Türcan, Sedat Aktan, İskender Aydoğdu, Fatih Gültekin, Numan Tamer, Zekeriya Akman, Mehmet Cengiz Kayacan ve Mehmet Fahrettin Önder'in katıldıklarını, orada iktisadi-İdari Bilimler Fakültesi'ne kimin dekan olarak atanacağı konusunda fikir alışverişi olduğunu kendisinin Prof. Dr. Şeref Kalaycı'yı önerdiğini, sonrasında deprem olduğu için toplantının erken bitirildiğini, daha sonra yapılan atamaların en önemlisinin Prof. Dr. Numan Tamer'iun rektör yardımcılığına atanması olduğunu anladığını, bu kişinin personelden sorumlu rektör yardımcısı olduğu için görev yaptığı süre boyunca örgütün üniversitedeki kadrolaşmasında çok aktif rol oynadığını, YÖK'ün gönderdiği araştırma yazısı üzerine Rektör Yardımcısı Sedat Aktan'ı görevlendirdiğini, Sedat Aktan'ın önceki döneme ait akademik kadrolaşma konusunda incelemesini tamamladığını, usulsüzlükleri tespit ettikçe kendisini de bilgilendirdiğini, ayrıca Sosyal Bilimler Ensitütüsü'nde yapılan bir kısım doktora çalışmalarında da usulsüzlükler tespit ettiğini, usulsüz kadrolaşma olaylarında bu tür alımların birçoğunda İrfan Ateşoğlu, Orhan Adıgüzel ve Efkan Uz'un jüri üyesi olduklarını, üniversiteye rektör olarak atandıktan sonra, önceki dönemde FETÖ/PYD örgütünün üniversitede yaptıkları eylemleri gördüğünü, örgütün mensupları aracılığıyla 2011-2015 yılları arasında idari ve akademik kadrolaşmaya gittiğini, üniversitenin kaynaklarını bu örgüte aktardıklarını, işletmecilerden zorla, tehditle para topladıklarını, o dönemde yapıya uzak kalan idari ve akademik personelin bir korku içerisinde yaşadıklarını, kendisinin rektör olarak atandıktan sonra bu kişilerin çalışma huzuruna kavuştuklarını beyan ettiği...."
 
Kaynak:Akdeniz Gazetesi


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —