İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur’dan; Sert Cevap

İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur’dan; 
Sert 
Cevap

İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur’dan; Sert Cevap

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hakkında kullandığı “vesayetin sigortası” sözüne, İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur’dan sert cevap geldi. Demirel’in “manevi kızı” ve özel doktoru da olan Cesur, Ünal’a “Cumhurbaşkanlığı yapmış bir devlet adamı hakkında iftira atarak, külliyen yalan beyanda bulunmak, bu 50 sene içinde ona bu görevleri veren milli iradeye de hakarettir” sözleri ile tepki gösterdi.
 
Bir genel başkan yardımcısının beyanlarının partisini de bağlayacağını belirten Cesur, “Beyan yapan şahıs, çamur at izi kalsın mantığıyla yapılmış, siyasi ahlaka uymayan bu beyanla Demirel’i söylemediği sözler ile töhmet altında bırakmıştır; bunu ispat etmeli, edemiyorsa istifa etmelidir” dedi.
Kişisel sosyal medya hesabından açıklama yapan Cesur, şunları kaydetti:
İşte İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un, Mahir Ünal’a cevaben yaptığı açıklamada; “AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel hakkında gerçekdışı beyanda bulunmuştur! Cumhurbaşkanlığı yapmış bir devlet adamı hakkında iftira atarak, külliyen yalan beyanda bulunmak, bu 50 sene içinde ona bu görevleri veren milli iradeye hakarettir.
 
Kaldı ki beyanları yapan bir Parti Genel Başkan Yardımcısı ise, beyanlar partisini de bağlar. Beyan yapan şahıs, çamur at izi kalsın mantığıyla yapılmış, siyasi ahlakauymayan bu beyanla Demirel’i söylemediği sözler ile töhmet altında bırakmıştır; bunu ispat etmeli, edemiyorsa istifa etmelidir. 
Bazı hatırlatmaları, döneme şahitlik eden biri olarak tarih önünde Türk Milleti’ne karşı sorunluluk görmekteyim: Süleyman Demirel, 1950 ile 2000 yılları arasında siyasette idi ve bu 50 senede, Türkiye'nin iç ve dış siyasetinde söz ve etki sahibi oldu. 
Bu 50 sene içinde; 10 sene Yüksek İdareci, 22 sene Parti Genel Başkanlığı, 13 sene Başbakan, 7 sene Cumhurbaşkanı, 5 sene Muhalefet Liderliği yaptı ve hepsine seçilerek geldi. Ömrünü demokrasi ve kalkınmaya adadı. 
Darbelere maruz kaldı, hapis yattı, yılmadı; yasaklara maruz kaldı, yılmadı, millete giderek yasakları da deldi. Görev yaptığı süreçte, otuz sene devlet hizmetinde bulundu, ülke menfaatleri neyi icap ediyorsa onu yaptı, kanun ve demokrasi çerçevesinden asla çıkmadan yaptı. 
 
Demirel, Cumhuriyet'ten bu yana geçirdiğimiz büyük evrimin, medeniyetçilik mücadelemiz önündeki engellerin, üstesinden geldiğimiz zorlukların ve fevkalade parlak başarıların da çok önemli aktörlerinden biri oldu. 
1950 Türkiye'si, II. Dünya Savaşı’ndan yansıyan olumsuzlukları yaşayan, yoksul, çaresiz, eğitim ve sağlık imkanlarından geniş çapta yoksun, ulaşım ve haberleşme imkanları sınırlı kitlelerin kurak topraklarda yaşadığı, dış dünya ile nerede ise irtibatı bulunmayan bir ülke idi. 
Türkiye kurtulmalı, zengin, üretken, bilgili, haklarına sahipliğin şuuru içinde ve dış dünya ile irtibatında itibarlı bir ülke haline gelmeli idi. Bu, dönüşüm demekti. Kalkınma, büyüme, zenginleşme, refah, imar ve inşa, dünyaya açılma gibi hayati konular gündeme alınmalı idi.
 
Bu, milletin ilhamı, desteği, iradesi ile gerçekleştirilmeli idi. 50 yıllık bu dönemde halkın gücü ve desteği ile;
• Tarımda; sulama, gübre, makineleşme, verim artışı, depolama, tarıma bağlı sanayii tesis etme ve geliştirme, her anlamı ile modernleşme,
• Sanayide; büyük üretim tesisleri, artı-değer yaratılmasına imkan tanıyan ara mal üretimi tesisleri, 
• Altyapıda; yollar, köprüler, havaalanları, limanlar, termik hidrolik santraller, barajlar, elektrifikasyon, telekomünikasyonda, devasa projelere imza atıldı.
Yurt sathını bezeyen pek çok çimento, şeker, tekstil ve gübre fabrikaları yanında, modern sanayinin gerektirdiği demir-çelik, petro-kimya, rafineri, kömür, bakır, otomotiv sanayii gibi önemli alanlarda, kısa sayılabilecek bir zamanda, büyük ve modern üretim tesisleri kuruldu.
Keban Barajı, GAP, Boğaz Köprüsü, İskenderun, Ereğli Demir-Çelik Fabrikası, Seydişehir Alüminyum Tesisi, Aliağa Petro-Kimya tesisi, ATAŞ Rafinerisi, kömür, bakır, demir, Wolfram İstihraç İşletmeleri, televizyon, telekomünikasyon, 104 üniversite, hastaneler ve dahası bunlardandır.
Bunların hepsinde halk iradesine dayalı görev yapan Demirel hükümetlerinin imzası vardır. Türkiye, 
• Gaz lambasından elektriğe,
•  Kara saban, kara kağnı, kara öküzden traktöre,
• Çarıktan kunduraya geçmiş, çağın modern, kudretli Devleti olma yönünde, dev adımlar atmıştır.
50 yıllık süreçte Türkiye dönüşümü başarmıştı. Bu;
• Atatürk'ün kurduğu Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin vasıflarının titizlikle korunması, 
• Türkiye birliği ve bütünlüğünün muhafazası 
• Kalkınmanın demokratik niteliğinin mutlak mevcudiyetine sadakatle gerçekleştirilmiştir.
Buna her seviyede katkısı bulunanların tümü, milletçe ifade edilecek teşekkürü fazlası ile hak etmişlerdir. Çok önemli payı olan Demirel de başta gelen devlet adamlarından biri olarak hizmetleri ile tarihe geçmiş, siyasi rakipleri dahil milletçe şükranla anılmaktadır.
Türkiye, değişen ve dönüşen bir dünya içinde, itibarlı, modern, dünya ile birlikte nefes alan, barışın teminatı olan; ülkeye güç-güven sağlayan, modern teknolojiyi benimseyen, sosyal ve kültürel müktesebatı ile saygı gören ve dünyada çoktan hak ettiği yerden, dünyaya barış, güven, insanlık ve medeniyet mesajı verebilecek bir ülke haline gelmişse, bunda en büyük pay, dönüşüm hamlesinin gerçek sahibi olan demokrasi ve milli iradeye ait olmalıdır, işte orada da 7 kere Başbakan ve 1 kere de Cumhurbaşkanı olarak Demirel vardır, tarih buna şehadet etmiştir. 
 
Bu 50 yıl, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet’in, modern ve demokratik bir hüviyete kavuşturulması ve ülkenin dönüşme sürecinin, demokrasiyle olması; "Milli İrade"nin verdiği güçle neler yapılabildiğinin muhteşem bir ispatıdır, tarihte enderdir ve Demirel işte oradadır. 
Yetkiyi halk vermeliydi. Bu da “Hür ve Serbest Seçim, Hür Parlamento, Hür Siyasi Parti” demekti. “Parlamento'nun Güvenoyuna Dayanan Hükümet” demekti. “Serbest Muhalefet” demekti. “Hür Basın” demekti. Bir ömür Demirel işte bunların peşinden koşmuştur. 
1950 Türkiye’si bir tarım toplumu idi, 2000 Türkiye’si bir sanayii ve hizmetler toplumu oldu. 1950 ile 2000 arasında, ekonomi yıllık ortalama %4.5 büyüdü. Tarım 10, hizmetler 57 kat, sanayi 170 kat büyüdü. 2000 yılında herkesin evinde TV, beyaz eşya, cebinde telefon vardı. 
1950’nin 13 köyünde elektrik varken, 2000 yılının 40.000 köyünde elektrik vardı. Karanlık Türkiye’den, Aydınlık Türkiye’ye geçildi ve orda da Demirel vardır. 1950’de 16 bin adet traktörü vardı. 2000 yılında traktör miktarı 1,5 milyona yaklaştı. 
1950’de 3 baraj varken, 2000’de 300baraj var. 1950’de 3 üniversite varken, 2000’de 100’e yakın Üniversite var. 1950’de her şeyi devlet kendi yapıyorken, 2000’de her şeyi yapacak girişimci gücü var. 2000 Yılında Türkiye, Dünya’da 192 ülke arasında ekonomisi en yüksek 17. memleket olmuş ve %5 kalkınma hızını 50 sene sağlamıştır. 
Milletin huzurunda geçen bu 50 sene içinde kuruyan başağın ardından giden ve Medeniyetçilik mücadelesine de o kuruyan başakla giren Demirel, milyonları, çatlamış toprakla, mavi gökyüzü arasında sıkışmış kaderinden kurtarma kavgasını yapmış ve başarmıştır! 
Cenab-ı Allah izin vermiştir ve ülkemin, milletimin emrine verilen eserlere imza atmıştır! "Türkiye'nin Dönüşümü" projesini gerçekleştirirken, onu zihinlere nakşedecek ve gelecek nesillere hediye edecek bir feraset ve kudrete de tarih ve Yüce Türk Milleti tanıklık etmiştir. 
Demokrasi ve Kalkınma gayretleri, bir köşe taşı halinde milletimizin hafızasında eserleriyle yaşayacak 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e leke sürmeye kalkmak, söylemedikleriyle itham etmek, Türk Milleti’ne karşı büyük bir hadsizliktir. Ya özür dile Mahir Ünal ya da istifa et!”