Tarih: 18.12.2019 13:21

HER ŞEY ISPARTA İÇİN!

Facebook Twitter Linked-in

Hastalığım sebebiyle en az hafta da 1, bazen 2-3 gün, ayrıca her 14 günde 1’de Kemoterapiye gidişimden dolayı şehir hastanesinin çevre düzenlemesini ve hızlı değişimi fark ediyorum. Bu gecikilmiş bir değişim aslında ne zaman yapılmalıydı? Ta şehir hastanesinin temeli atıldığı günlerde, çevre yolların yapımı, kaldırımlar, yeşil saha ve geçiş köprüleri yapılırdı. O zaman bu izdiham olmazdı. Kalabalıkların arasında çalışmalar zorluklarla yapılıyor. İş makinaları arasından geçen insanlar, araçlar tehlikeli durumlar yaşatabilirler.
 
Sanıyorum, bu düzenlemelerin ardından hastane önüne alt veya üst geçitler yapılacak. Yapılırken belki gözden kaçabilir. Üst göbek ve resmi dairelere ait olan bazı duvarlar yıkıldı yola eklendi, çok güzel bir de Karayolları tarafındaki duvardan da alınabilir, diye düşünüyorum. O göbek çok büyüdü, şu an için vatandaş 4 yolun birleştiği ve ayrıca yolu bölen bir de demiryolu hattını düşünürsek, 5 gidişli, 5 gelişli yolda araçlar ışıksız kendi başlarına geçişlerini yapmaktalar. Işık sistemi de eli kulağındadır belki pazartesi hastaneye gittiğimde ışık sistemini de tamamlanmış vaziyette bulurum. Ancak o hemzemin geçit sıkıntılı! O göbeğe bir battı çıktı yapılsa ve demiryolu da yeraltına alınsa nasıl olur, bilemiyorum. Tabii ki, benden fazla kafa yoran belediye imar yetkilileri vardır. Onların daha iyisini yapacağına inancım tamdır.
 
Başkan Şükrü Başdeğirmen verdiği sözleri birer birer yerine getiriyor. Tabii ki, her şey Isparta için! Sıra ITKM’dedir diyecektim ki, oraya başlanılacağı duyumunu aldım. Sonra Yeni Belediye Binası sözünü vermiş, Başkanımız! Daha daha şehir için kara leke gibi yolların ortasında uygunsuz duran binaların yıkımları birer birer gerçekleşti. Başkanımızın tatlı dili, güler yüzü, insanlarla olan iletişimi çok güzel! Hani atalarımız ne demiş: “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.”
 
Belki en az 5-6 defa yazdım. Bundan önceki belediye başkanına da ilettim, Şükrü başkana da Isparta’yla ilgili yapılması gerekenleri dosya olarak seçim öncesi dolaştığımız meydanlardan birinde kendilerine sundum. Doğan Kımıllı Caddesinden, Köy Garajına girişte Betaş Fabrikası var. O yol sağlı sollu 2 aracı hele hele köşeden dönüşlerde kaldırmıyor. Sürücüler, birbirilerine yol vermek zorunda kalıyorlar. Fabrikanın üst giriş kapısından aşağıya doğru yola sarkma var sank veya şöyle diyelim eskiden o yol açılırken imar planı nasıl sarkmışsa öyle bir hatalı sarkma var. Tıpkı o eski evlerin yol üzerinde yıllarca nice araçlara, sürücülere verdiği eziyetten fazla bu yolda eziyet var ama maalesef ne benden başka yazan var, ne de sesimi duyan var. Şükrü Başkanım, o tatlı dili ve güler yüzüyle fabrikanın sahipleriyle konuşsa rahatlıkla tek seferde işi çözeceğine inanıyorum.
 
Konu harici belki ama birkaç şeye daha değineceğim. Malumunuz şehrimiz asker ve öğrenci yönünden bayağı bir aile ağırlıyor. Asker ve öğrenci törenleri yapılıyor. Yemin ve diploma törenlerine katılmaya gelen aileler bazen yer bulmakta zorlanıyorlar. Bu arada öğretmenevine giden bir emekli öğretmenimizin öğretmene yönelik bir indirim olmadığını, sivil vatandaşa da öğretmene de aynı ücretin alınmasının yanlış olduğunu, bu kuruluşun gayesinin öğretmene hizmet olduğunu ve o amaçla kurulduğunu söylediğinde kendisine hak verdim.
 
Eskiden öğretmenevi üye kartlarımızı gösterir, yemek fişini indirimli alırdık. Hepsi kaldırıldı, cebimizdeki kartın bir anlamı kalmadı. Yemekte olduğu gibi otel hizmetinde de aynı indirimler yapılırdı. Bir defasında memlekete giderken Aksaray Öğretmenevinde ailece kalmıştım, öğretmene yapılan indirim yapılmıştı. Demiyorum ki, sivile hizmet verilmesin? Verilsin ama öncelik öğretmene olsun ve lütfen öğretmene verilen hizmet sivilden en az yüzde 10 veya yüzde 20 indirimli olsun. Yıllar önce İstanbul Cankurtaran Öğremenevinde kaldım. Sivil müşterilerle aynı odayı paylaştım. Öğretmendir diye sorduğum şahıs mobilyacı çıkmıştı. Yani o zaman tam statü öğretmeneviydi ama genellikle sivile hizmet veriliyordu. Çoğu öğretmende yer sorduğunda dolu deniliyor, haliyle gerçek kimlikli öğretmenim mağdur oluyor. Öğretmenevleri kuruluş amacına uygun hizmet verse daha hoş olur diye düşünüyorum. İnşallah bu ikazım gözardı edilmez.
 
Bir de biz SGK emeklilerine verilen 3-5 kuruşluk zam üzerinde duracağım. Aylardır yapılan hesaplar sonrasında nihayet benim şahsi maaşıma 126 lira gibi bir zam yapıldı. Defalarca yazdım! Alt limitli maaş alan emeklilere yüzde 20 veya 30 gibi bir fark verilsin, 6.000.00 liraya yakın maaş alanlara yüzde 10(yıllık) verilsin. Maaşı yüksek olanlar keyifle ekrana çıkıp, of of iyi maaş alıyorum, Allah devlete zeval vermesin, diyor. Tamam! Allah devlete zeval vermesin ama devlette vekillerinin maaşını sessiz sedasız yüzde bilmem kaç artırırken, beni ve benden daha aşağıdakileri de görsün, gözetlesin. Neden milletvekilleri kendilerine artırım söz konusu olunca aynı anda 500 kişinin oluru sağlanıyor ama emeklinin derdine değinen bir milletvekiline rastlamadım.
Bazen sanal âlemde bazı fikirler dolaşıyor. Katılmamak elde değil! Deniliyor ki, milletvekillerine cüzzi maaş verilsin, bakalım kaç vatansever, kaç devlet aşkıyla yanan, milletini düşünen ve sırf Allah  rızası için hizmet verecek milletvekili çıkar. O zaman bu kadar milletvekili olma hırsı da olmaz. Onca seçim eziyetleri, sıralamaya girmek için birbiriyle sürtüşmeler yaşanmaz.
 
Ben acizane diyorum ki, milletvekillerine 5.000.00 lira maaş verilsin ve yemin ettiği günün ertesi günü emekliliği hak etmesin. Ben devlete 28 sene prim verdim de, o verdiğim primden kaynaklanan maaşımı alıyorum. Sadaka veya terlemeden hak edilen maaş filan değil, alın terim olan hakkımı alıyorum.
Adalet herkese eşit haklar sunmalı! O adalet sağlanmadığında vatandaş kendi yöntemleriyle adalet sağlamaya çalışıyor ki, o da bir hayli sıkıntı doğuruyor.
Her şey gönlünüzce olsun….
 
 


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —