EĞİRDİR GÖLÜ’NÜN BU HALE GELİŞİNİN TEMEL NEDENİ; İNSAN!

EĞİRDİR GÖLÜ’NÜN BU HALE GELİŞİNİN TEMEL NEDENİ; İNSAN!

EĞİRDİR GÖLÜ’NÜN BU HALE GELİŞİNİN TEMEL NEDENİ; İNSAN!

Eğirdir Gölü milyonlarca yıllık jeolojik geçmişe sahip doğal bir göldür. Gölün öncelikli kullanım amacı açlıkta, kıtlıkta, savaşta öncelikle kullanılacak STRATEJİK AMAÇLI İÇME SUYU KAYNAĞIDIR. Bilim İnsanlarını her türlü öneri ve uyarılarına rağmen Eğirdir Gölü popülist ve bilim dışı kullanımlarla bu gün yüzey alanın neredeyse %30nu ortalama su seviyesinin ise %60 nı kaybetmiş durumdadır. Gölün kurma aşamasına gelmesinin temel nedeni ne kuraklık ne de buharlaşmadır. Geçen yıl havza çok yağış almasına rağmen gölde kayıplar geçen yıla nazaran daha da fazladır.. Bilinen gerçek çözüme bir an önce başlanılmazsa; göl kurur!
TEMEL NEDENLERİNİN ARKASINDA “HEP İNSANLAR VAR”!
  1. Eğirdir Gölü doğal göldür ve koruma –kullanımında bu esaslar göz önünde bulundurularak, MUTLAK SURETLE SU BÜTÇESİ KORUNMALIYDI
2- Milyonlarca yıllık geçmişe sahip olan gölün ekolojik yapına yapılan müdahaleler.. BALIKLANDIRMA-GÖL KIYISINA YAPILAN KIYI İHLALLERİ- HESBARAJ – GÖLETLERLE GÖLÜN BESLENMESİNİN ÖNLENMESİ ve GÖLDEN AŞIRI ORANDA SU ALINMASI
3- Gölün “atık alanı” olarak kullanılması.
Yıllardır tarımsal-sanayi ve evsel atıkların göle bırakılmasına kayıtsız kalınması ve bir türlü gerçekleştirilmeyen göle ulaşan suların arıtılma yöntemi. Bunun sonucunda gölde ağır metal birikiminden, kimyasal ve biyolojik kirlilik giderek artmış ve gölün dip çamuru giderek artmıştır.
4- POLİTİK ve SİYASAL BAKIŞ... Adeta; her siyasal bakış ve yetkili muhalefet veya iktidarda iken “ göl kirli-göl bizim namusumuz- gölü biz temizleriz vb” sözleri çok kullanmasına ve vaatlerde bulunmasına rağmen, gölün bu günkü içler acısı durumu bunun sadece sözden ileri gitmediğini göstergesidir.
5- Eğirdir Gölü havzasında yaşayan insanların, gölden elli yılı aşkın süredir büyük kazançlar elde etmesine rağmen( elmanın başkenti-balık kerevit geliri-turizm vb) gölü koruma yönünde neredeyse hiç gayret göstermemesi ve birilerin gelip bir şeyler yapmasını beklemesi
6- 1983 yılından buyana devletimizin Eğirdir Gölü ile ilgili İçme Kullanma Yönetmelikleri- Çevre Kanunu ve 2012 yılında özel olarak çıkarılan EĞİRDİR GÖLÜ ÖZEL HÜKÜMLERİ gibi koruyucu yasa ve yönetmeliklerin uygulanmaması ve siyasi –popülist yaklaşımlarla uygulanamaması..
7- Bilim insanlarının yıllardır gölün sorunları ve çözümleri konusundaki öneri ve uyarılarına karşılık oluşturulan HAYIR SORUN YOK..YAĞİŞLARLA DÜZELİR..GÖL KURURSA BENİ... GÖLÜMÜZ TEMİZ...”CEPHESİ!” gibi karşı gelişler... “Bu cephede” gerek kişisel çıkarlar, gerek gölün kapanma kaygısı, gerekse bazılarının “ amir ve memurken sorun götürmeme- her şey mükemmel bakışı” bu insanların bazıları emekli olmadan ellerinde bir çok yetki varken kayıtsız kalmışlar ses çıkarmamış ve emekli olduktan sonra “vicdan rahatlatma veya günah çıkarma”amaçlı bu gün gölün ciddi sorunlarını söylemeleri. Geçmiş ola!
8- Her devirde şekil değiştiren bazı” kalemlerin” sorunun çözümünden yana görünüp sorunun söylenilen kadar olmadığını gölün sorunlarının abartıldığını söyleyerekyazarak- toplantılar düzenleyerek ,gölün bu gün bu hale gelmesinde; çözümün zorlaşmasında etkili olmuşlardır.. Bu gün ise bir kısmı ya sessiz kalmakta ya da yine göl için zamanın geçmesine katkı sunmaktadırlar. Hala gölden ekonomik çıkar elde etmek için uğraş gösterenlerin davranışları söz konusudur. Bu durum tehlikelidir!
9- Elbette kuraklık ve küresel ısınmanın etkisi vardır, ama unutmayınız ki kuraklığın nedeni yine insanların kaynakları kullanmasına bağlıdır. 10- Doğal göllerin suları da; tıpkı diğer canlıların can suyu gibidir. Nasıl bir canlı türü suyunu kaybetmeye başlayınca yaşamı tehlikeye girerse, göllerinde su sevilerindeki kayıplar, onların yok olmasına neden olur Ben ne yapabilirim tek başına demek yanlış bir sessizliktir. Sağlıklı çevrede yaşamak tüm canlıların anayasal hakkıdır. Yaşadığımız ortamda su temizse gıda, sağlık da temiz ekonomide gelişmiş olacaktır. ... SU KORUNMAZSA; EKONOMİ DE; “VATAN DA- SAĞLIKDA ” KORUNMAZ! “Kimin kimi yiyeceğine su karar verir” der Afrika atasözü. Su kıtlığının; ulusların yoksullaşmasına neden olduğuna, salgın hastalıklardan kırılmasına, toplumsal huzursuzluk, savaş ve şiddetin yayılmasına, göçlere neden olduğundan söz etmekten ısrarla topraklarından ediyor Su; uluslararası ilişkilerde bir silah ya da baskı unsuru haline gelecek.” . ULUSAL SU POLİTİKANIZ YOKSA; SUYU İYİ YÖNETEMEZSİN ÇÖZÜMSE; yukarıdaki 10 maddede yer almaktadır. Buna ek olarak gölün dip çamuru parasal bakışla değil bilimsel bakışla temizlenmeli, göl kirletilmemeli(arıtma) gölün doğal ekolojik ve hidrolojik yapısı korunmalı ( gölün su bütçesi kazançlı hale getirilmeli.. Su alımlarında bütçeye göre hareket edilmeli.. Göl siyasal – popülist bakışla değil bilimsel bakışla yönetilmeli.
Erol KESİCİ
SDÜ ESÜF Em.Öğ. Üyesi
T.T.K.D. Eğirdir/ISPARTA Temsilcisi
Bilim Danışmanı