DİN – BİR – DER'den; Sığınmacı ve MÜLTECİ Açıklaması

Kısa adı DİN – BİR – DER olan Din Görevlileri Derneği Isparta Şubesi Başkanı Süleyman Zengi, son günlerde ülke gündeminde bulunan mültecilerin diğer adıyla sığınmacıların durumu ile ilgili bir açıklama yaptı.
 
Şube Başkanı Zengi, açıklamasında; “Son günlerde ırkçı, şovenist bazı kesimlerin kışkırtmasıyla bir takım söylem ve eylemlerin köpürtülerek mülteci ve göçmenlere yönelik haksız ve kirli bir kampanya yürütüldüğü müşahede edilmektedir. İslam, Allah Resulü’nün (SAV) ifadesiyle “garip” olarak başlamış, ilk günden itibaren itilip kakılan ve horlananların yegâne sığınağı olmuş, gariplerin omuzlarında yükselmiştir.
 
Hz. Peygamber (SAV) ve arkadaşları zulme uğradıkları Mekke'den Medine’ye hicretin ardından kendi de bir muhacir (göçmen) olarak ensar ve muhaciri iman kardeşi kılmıştır. Ceddimiz Osmanlı da Hz. Peygamber’den (SAV) aldığı bu terbiyeyi yıllar yılı muhafaza ederek bizlere emanet etmiş, topraklarımız yüzyıllar boyunca ülkesinde gadre,  zulme uğrayan her dinden, her dil ve renkten mazlum ve mağdurun sığınağı olmuştur. Bu gerçeği ne çabuk unuttuk.
 
Son günlerde, ülkelerindeki iç savaşlardan dolayı göç etmek zorunda kalarak ülkemize sığınan geçici koruma altındaki Suriyeli, Afganistanlı, Somalili muhacir ve göçmenlere yönelik yürütülen kirli ve ırkçı kampanyayı Din Görevlileri Birliği Derneği (DİN-BİR-DER) olarak üzüntü ve endişe ile takip etmekteyiz.
 
Ülkemizin yaşadığı bazı iktisadi, içtimai sorunları sığınmacıların üzerine yıkmak, ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını körükleyerek mazlum ve mağdurları hedef haline getirmek, ne İslam'a ne uluslararası hukuka ne insanlığa ve ne de yüce milletimizin ve medeniyetimizin değerlerine sığar.
 
Ülkelerindeki savaş tam olarak sona ermeden ve güvenlik her yönüyle sağlanmadan sığınmacıların Suriye’ye gönderilmesi insani ve ahlaki değildir. Bu anlamda sığınmacılar konusunu sürekli kaşıyarak bir sorun ve fitne ortaya çıkarmaya çalışan tüm kesimleri akl-ı selime, iktidar yetkililerini de sığınmacıların can ve mal güvenliğinin korunması noktasında gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.
 
Hükümet, göç ve mülteciler ile ilgili değişik ülkelerle kapalı kapılar ardında ilişkiler yürütmek yerine, barışın sağlanması için konunun tüm taraflarıyla sivil toplum kuruluşlarını ve muhalefeti de sürece dahil ederek açıktan ve şeffaf bir politika izlemeli, kamuoyunu da bu politikalara ilişkin devamlı bilgilendirmelidir. Sığınmacı ve mülteciler konusu günlük siyasi polemiklere asla alet edilmemelidir. Konu, önemine ve hassasiyetine binaen tüm taraflar bakımından siyaset üstü milli bir mesele olarak görülmelidir” dedi.