Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Deprem değil denetimsizlik öldürür

Deprem değil denetimsizlik öldürür

ISPARTA 17.08.2017 07:06:00 0
Deprem değil denetimsizlik öldürür

1999 yılında meydana büyük depremlerin yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yapan İnşaat Mühendisleri Odası Isparta İl Temsilcisi Nuri Birkan Dikmen, “Deprem bilincinin artık halkımızın temel ilgi alanlarından olmak zorundadır.  Isparta Temsilciliğimiz, deprem gerçeğinin bilinmesine yönelik birçok çalışmaya katılarak bilgi ve deneyimini tüm katılımcılarla paylaşmış, depreme ve deprem zararlarının azaltılmasına ilişkin çok sayıda panel, sempozyum ve konferans düzenlemiştir” dedi.

İnşaat Mühendisleri Odası Isparta İl Temsilcisi Nuri Birkan Dikmen açıklamasında, “1999 yılında 17 Ağustos ve 12 Kasım tarihlerinde ülkemizde son yıllardaki en büyük iki deprem arka arkaya yaşanmıştır. Bu depremlerin Türkiye`nin ekonomik olarak en gelişmiş bölgesinde meydana gelmesi, insan kaybının yüksek olması, depremin sanayi tesislerini vurması ve meydana gelme olasılığı çok yüksek olan yeni bir depremin yine aynı bölgede, yani Marmara da beklenmesi gibi nedenler 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerini geçen bu zamana kadar unutturmamış aksine  olayı her yıldönümünde tekrar  tartışmaya açmıştır.

Türkiye Deprem Bölgesi haritasına baktığımızda dünyada depremden etkilenen ve etkilenecek ülkeler sıralamasında ön sıralarda olduğumuzu görebiliriz. Ülkemiz topraklarının % 92`si deprem bölgeleri içerisindedir. Nüfusumuzun % 95 i bu bölgelerde yaşamakta, büyük sanayi merkezlerimizin % 98`i bu bölgelerde olup barajlarımızın % 92`si de deprem bölgelerinde bulunmaktadır. Dikkatle değerlendirilmesi gereken bir olgu da ülkemiz topraklarının neredeyse dörtte üçünün 1. ve 2. derece deprem kuşağı içerisinde olduğu gerçeğidir” şeklinde konuştu.              

TÜRKİYE’NİN %92’Sİ DEPREM KUŞAĞINDA

Dikmen açıklamasında şu ifadelere yer verdi. “Son yıllarda ülkemizde meydana gelen depremler maddi ve manevi olarak çok ağır bir külfeti de beraberinde getirmiştir. Depremin ortaya çıkarttığı çok çarpıcı bir örnek daha vardır ki o da % 92`si deprem kuşağı içerisinde yer alan bu ülke depreme karşı hazırlıklı değildir.  Gerek insan kaybı sayısından, gerek kurtarma çalışmalarından ve gerekse de depreme dayanıklı olması gereken yapı sistemlerinin kolayca yıkılmasından anlaşılmıştır ki deprem bölgelerinde inşa edilmiş yapılar depreme karşı koyma özelliğini taşımamaktadır.

1999 yılında meydana gelen depremler, mevcut yapı stokumuzun da önemli bir kısmının depreme dayanıksız olduğunu ve acilen güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Bu doğrultuda çıkarılan “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik”, deprem güvenliğinin belirlenmesi ve güvenliğin yetersiz olduğu binalarda alınması gereken tedbirler konusunda yol gösterici bir kılavuz niteliğindedir. 4708 Sayılı Yapı Denetimi Yasası, Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasının yanı sıra, yeni yasal düzenlemelerimizden en önemlisi Kat Mülkiyet Kanunu’nda yapılan değişiklikler olup, bu düzenleme ile yapıların güçlendirilmesine ilişkin olarak tüm kat maliklerinin rızası şartı kaldırılmıştır.

AFETE DİRENÇLİ TOPLUM YETİŞTİRİLMELİ

Afet önleme ve zararlarını azaltma çabaları için, halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekmekte olup, bu çerçevede okullarda, sivil toplum kuruluşlarında ve özel sektörde sürekli afet eğitimleri verilmesi gerekmektedir. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları ile afete dirençli toplum yetiştirmek hedefimiz olmalıdır. 

Deprem bilincinin artık halkımızın temel ilgi alanlarından olmak zorundadır.  Isparta Temsilciliğimiz, deprem gerçeğinin bilinmesine yönelik birçok çalışmaya katılarak bilgi ve deneyimini tüm katılımcılarla paylaşmış, depreme ve deprem zararlarının azaltılmasına ilişkin çok sayıda panel, sempozyum ve konferans düzenlemiştir. Yapılan bu çalışmaların ortaya çıkarmış olduğu gerçekleri sıralarsak: Mevcut yapı stokunun deprem güvenliği yoktur. Bu yapıların bir an önce güçlendirilmesi  gerekmektedir. Onarım ve güçlendirme çalışmaları rasyonel değilse yıkılıp yeniden yapılmaları sağlanmalıdır. Yeni yapılan ve yapılacak yapıların yeterli ölçüde mühendislik hizmeti alması ve denetlenmesi ihmal edilemez bir zorunluluktur. Mal sahibi adına kendisini denetleyecek olan yapı denetim kuruluşunu müteahhitler belirlemektedir. Bu sistemin acil olarak değişmesi gerekmektedir. Denetim sürecinde bulunan meslek insanlarının mesleki yeterlilikleri, meslek odası tarafından belgelenmemektedir. Meslek odaları yapı üretim sürecinin dışına itilmiştir. Yetkin mühendislik yasası tüm uğraşılara rağmen çıkarılmamıştır. 1938 yılında çıkarılan, sadece diploma almaya bağlı olarak hizmet üretilmesini sağlayan  "Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun" değiştirilmemiştir. Ülkemizde bulunan yapı stoğunun yaklaşık 1/3 ünün 2000 yılı öncesi inşa edildiği düşünüldüğünde, Kentsel dönüşümün bireysellikten genele yayılması ve Kentsel dönüşümün hızlı bir şekilde ilerlemesi gerektiği.

DEPREMİ UNUTTURMAYACAĞIZ                                

İnşaat Mühendisleri Odası, yapı üretim süreci tüm eksiklerinden arındırılıncaya kadar, yapı stoku iyileştirilinceye, güvenli ve sağlıklı yapılar üretilinceye ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek bir yapı kalmayıncaya kadar çalışmalarını sürdürecektir. Bu nedenle  depremi unutmayacağız, unutturmayacağız!..

İnsan hayatı değerlidir; Sermayenin kar hırsına, niteliksiz mühendislik hizmetine ve denetimsizliğe terkedilemez. Depremle mücadele yara sarmak değil, yara açmamak için önlem almaktır. Gelecek depremin ne zaman olacağını bilemiyoruz ancak bilim bize depremle güvenli yaşamayı sağlayabilir. Farkındalık, Bilinç Ve Sorumluluk Hayat Kurtarır… Bu vesileyle 17 Ağustos depreminde hayatını kaybetmiş bütün vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletime başsağlığı diliyoruz.”


Anahtar Kelimeler:
Cuma 17.7 ° / 6.5 °
Cumartesi 21.2 ° / 8.4 °
Pazar 21.9 ° / 10.2 °