Bugün, 10 Mayıs 2024 Cuma

Su Uzmanı Sedat Karakoyun’dan Çarpıcı Açıklamalar; Gölü Yönetenler Bir An Önce Toplanmalıdır!

Su Uzmanı Sedat Karakoyun’dan Çarpıcı Açıklamalar; Gölü Yönetenler Bir An Önce Toplanmalıdır!

ISPARTA 12.12.2020 11:48:00 0
Su Uzmanı Sedat Karakoyun’dan Çarpıcı Açıklamalar; 
Gölü Yönetenler 
Bir An Önce
Toplanmalıdır!
Su Uzmanı Sedat Karakoyun, Eğirdir Gölünün her geçen gün yok olduğuna dikkat çekerek; “Özellikle son günlerde gözle görülen bu tehditkar durum gölümüz kuruyor mu acaba sorusunu akla getirmiş ve kamuoyunda haklı bir endişeye yol açmıştır. O nedenle göl su bütçesinin dengeli hale gelebilmesi için aşağıdaki tedbirler zor ve acı da olsa vakit geçirilmeden alınmalıdır” dedi.
 
Eğirdir Gölü özelinde TÜBİTAK tarafından desteklenen ve ülkemizin saygın üniversitelerinden ODTÜ ve Hacettepe üniversitelerince ortaklaşa yürütülen 4 ayrı araştırma projesinin ikisinde araştırma yürütücüsü diğer İkisinde de araştırmacı olarak görev yapan Su Uzmanı Sedat Karakoyun, Eğirdir Gölü ile ilgili çok önemli ve çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“ALMADAN VERMEK ALLAH’A
MAHSUS OLDUĞUNU UNUTTULAR”
Karakoyun konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Bilindiği üzere Eğirdir Gölü tarımsal sulama, içme suyu, enerji, balıkçılık ve turizm amaçlı olarak kullanılmaktadır. Bu çok maksatlı kullanımda yukarıda saydığım sektörler bugüne kadar hiç bir araya gelmemişlerdir. Böylece birbirleri üzerinde ve göl üzerindeki etkilerini bugüne kadar görememişlerdir. Kısacası "almadan vermenin Allaha mahsus" olduğunu unutmuşlar gölden hep almışlar ama hiç vermemişlerdir. Son yılların kurak geçmesi ve göl suyunun tarımda ve enerjide bilinçsizce kullanımı sonucunda gölümüzün hidrolojik dengesi (gelir-gider ilişkisi) bozulmuş ve göl su bütçesi önemli ölçüde açık vermiş, göl su kalitesi de bozulmuştur.
“GÖL SU BÜTÇESİNİN DENGELİ HALE GELMESİ
İÇİN TEDBİRLER BİR AN ÖNCE ALINMALIDIR”
Bugün gelinen noktada gölün ortalama derinliği 10 metreden 6 metreye düşmüş böylece gölün su hacmi azalmış ve yüzey alanı küçülmüştür. Bu durum özellikle gölün ortalama1,5 km içeriye çekildiği Gelendost ve civarında apaçık görülebilmektedir. Özellikle son günlerde gözle görülen bu tehditkar durum gölümüz kuruyor mu acaba sorusunu akla getirmiş ve kamuoyunda haklı bir endişeye yol açmıştır. O nedenle göl su bütçesinin dengeli hale gelebilmesi için aşağıdaki tedbirler zor ve acı da olsa vakit geçirilmeden alınmalıdır.

1)HAVZANIN TAMAMINDA
DAMLA SULAMAYA GEÇİLMELİ
Merhum Demirel’in himayesinde bundan yaklaşık 30 yıl önce Ankara'da yapılan Isparta sempozyumu'nda, gölden daha su alınması ve buna bağlı olarak daha az kirli suyun göle dönmesini gerekçe göstererek modern sulama sistemlerinden damla sulamaya geçilmesi önerisinde bulunmuştum. Söz konusu önerim sempozyum raporunun 320. sayfasında görülebilir. Bugün Isparta ülkemizde en fazla damla sulamanın yapıldığı illerin başında gelmektedir. Türkiye'de ilk toplu damla sulama projesi ilimiz Eyüpler köyünde uygulanmış ve ülkemize örnek teşkil etmiştir. Isparta'da kapalı sistem sulama için yatırımların devam ettiği bilinmektedir. Bu çalışmalara özellikle Havza'nın tamamında kapalı sisteme geçinceye kadar hızla devam edilmelidir. Çünkü damla sulama ile salma sulamaya göre en az %50 tasarruf sağlanmaktadır.
2)TARIMSAL ÜRETİMDE
DEĞİŞİKĹİĞE GİDİLMELİ
Başta Göl havzası olmak üzere ilimizdeki toplam elma üretimi 1 milyon tona yaklaşmaktadır. Şüphesiz elma ilimiz için çok önemli gelir kaynağıdır. Ancak yılda ortalama 20 defa ilaçlanmakta ve sadece göl havzasında 15-20 bin ton civarında suni gübre kullanılmaktadır. Elma yetiştiriciliğinin maliyeti yüksek olduğu gibi bu tarımsal kimyasalların göle çok büyük zararı vardır. Bu nedenle elmaya göre; daha az su, daha az gübre, daha az tarım ilacı ve daha az işçilik isteyen ama en az elma kadar  geliri olan bir tarımsal üretime hiç beklemeden geçilmelidir. Önceki yıllarda Eğirdir Kaymakamlığını bilgilendirmem üzerine Sorkuncak köyünde  lavanta yetiştiriciliğinin başlatılması örnek bir çalışmadır ve sevindiricidir.  

3) GÖLET VE BARAJLARIN
YAPIMINA SON VERİLMELİ
Bugüne kadar Eğirdir Gölü su toplama havzasında yöre çiftçisinin talebi üzerine DSİ tarafından fazla sayıda sulama göleti ve barajlarının yapıldığı bilinmektedir. Bu şekilde göle gelen yüzey sularının önü kesilmiştir.  Aynı zamanda DSİ Havza'da bulunan tüm ilçelere gölden pompalarla su basmaya devam etmektedir. Yani su gelirinin önü kesilmiş su gideri devam etmektedir. Hidrolojik denge analizi ile gölden her yıl ne kadar sulamaya su çekileceği hesaplanmalıdır. DSİ tarafından planlanan su yapılarının en azından bu kurak dönemde yapımından vazgeçilmelidır. Şayet varsa fonksiyonunu bitirmiş ya da verimsiz  göletlerin suyu göle kazandırılmalıdır. Yoksa gölün bu çarpık gelir -gider ilişkisine dayanması mümkün değildir.
4) YERALTI SUYU
ÇEKİMİ DURDURUMALIDIR
Son yıllarda göl havzasında yeraltı suyunun aşırı miktarda kullanıldığı dikkati çekmektedir. Yeraltı suyu sonsuz bir kaynak değildir. Eğirdir Gölü havzasında yeraltı suyunun toplam miktarı, yıllık yeraltı suyu beslenimi ve her yıl yeraltından ne kadar su çekildiği bilinmemektedir. Burdur Gölü havzasında yıllık yeraltı suyu beslenimin 15 katı suyun her yıl yeraltından ruhsatlı ruhsatsız 10 binin üzerindeki sondaj kuyusu ile çekildiği bilimsel olarak ortaya konmuştur. Burdur Gölü'nün buna dayanması mümkün değildir. Nitekim gölün hızla kurumaya doğru gittiği gözle görülmektedir. İlimizde böyle bir çalışmanın olup olmadığını bilmiyorum. Şayet yoksa havza'nın yeraltı suyu beslenim ve çekim oranı ivedilikle hesaplanmalı ve bunun sonucuna göre ruhsatsız kuyular kapatılmalı, bundan böyle sondaj kuyusu için ruhsat verilmemelidir.
5) KOVADA HİDROELEKTRİK
SANTRALLERİNE SU VERİLMEMELI
Kovada elektrik santrallerine Eğirdir gölünden uzun yıllar yılda ortalama 300 milyon metreküp su verilmiştir. Yetkililerin ifadelerine göre şu an santrallere yılda 80-100 milyon metreküp su verilmektedir.  Gölle ilgili olağanüstü bir durum yaşanmaktadır. Göl su bütçesi dengeli hale gelinceye kadar santraller elektrik üretime ara vermelidir. Üretim şirketleri son yıllarda yaygınlaşmakta olan güneş ve rüzgar enerji santrallerine yönlendirilebilir ya da riski olmayan bir su üzerinde hidroelektrik santralı kurabilirler.
6) AKSU, KARACAHİSAR VE
YILANLI KAYNAKLARI GÖLE AKITILMALI
Gölümüzün su giderlerinin azaltılması için yukarıda saydığım radikal tedbirlere paralel olarak su gelirinin de artırılması gerekmektedir. Bunun için fırsatlar vardır. Yılın belli bir bölümünde ya da tamamında boşa akmakta olan Aksu, Karacahisar gibi büyük su kaynakları ile Yılanlıdaki suları toplayarak göle kazandırabiliriz. Adı geçen sular cazibeyle göle getirilebileceği için masraflı olmayacaktır. Bu konuda yapılacak yatırımla ilgili fizibilite çalışmaları hemen başlatılmalıdır. İçinde bulunduğumuz dönemde bir damla su bile beni kurtarın diye bağıran acil durumdaki gölümüze cansuyu olacaktır. Bu büyük suları göle kazandırdığımızda can çekiştirmekte olan olan Eğirdir Gölüne içinde en acil ve etkili İlaç olan serumu bağlamış olacağız.
Bugüne kadar gölde 300'e yakın araştırma yapılmıştır. Bu çalışmaların çoğunda sağlam bir öneri olmadığı gibi, önerisi olanlar da önerilerini ilgili mercilere ulaştırmamıştır. Gölümüz daha çok akademisyenlerin yüksek lisans ve doktora tez alanı olmuştur. Çözüm odaklı olmak lazım, sorunları söyleyip çözümünü söylemeyenler bilim insanı bile olsalar sorunun bir parçası olmuşlar ve Eğirdir Gölü meselesini sorunlar yumağı haline getirip göle zarar vermişlerdir.
“GÖLÜ YÖNETENLER
ACİLEN BİR ARAYA GELMELİDİR”
Sonuç olarak; Gölü kullananlarla gölü yönetenler mutlaka bir araya gelmelidir. Vakit geçirmeden gölü kurtaracak kapsamlı bir uygulama projesi Cumhurbaşkanlığı makamına sunulmalıdır. Zira ben şu an gölle ilgili risk yönetiminin acilen başlatılması gerektiğini, riskin krize dönüşmesi durumunda yönetilemeyeceğini düşünüyorum. Gölün kirliliğinin önlenmesi için alınması gereken tedbirleri daha sonra açıklayacağım” dedi.
 

Cuma 22.7 ° / 9.1 °
Cumartesi 12.8 ° / 8 °
Pazar 15.2 ° / 8.1 °