Bugün, 14 Mayıs 2024 Salı

Kayıtlı istihdamda 1 puanın ekonomiye katkısı 1,9 Milyar TL

Kayıtlı istihdamda 1 puanın ekonomiye katkısı 1,9 Milyar TL

ISPARTA 9.12.2016 18:19:00 0
Kayıtlı istihdamda 1 puanın ekonomiye katkısı 1,9 Milyar TL
SDÜ, MAKÜ ve ITSO işbirliğinde kayıt dışı istihdamın önlenmesi adına bilinçlendirme çalışmaları yaparak Isparta’nın örnek bir il olması amacıyla hazırlanan “İş Dünyası Kayıtsız Kalmıyor” isimli Avrupa Birliği projesinin açılışında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, şuanda Türkiye ekonomisinin 1/3’ünün kayıt dışı olduğunu belirtti.  Bakan Müezzinoğlu, kayıt dışılığa vicdani olarak bakılması gerektiğini vurguladı.
 
Süleyman Demirel Üniversitesi(SDÜ), Mehmet Akif Üniversitesi(MAKÜ) ve Isparta Ticaret ve Sanayi Odası(ITSO) işbirliğinde İş Dünyası Kayıtsız Kalmıyor” isimli Avrupa Birliği projesi hazırlandı. Projenin açılış ve tanıtım toplantısı SDÜ Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı Kültür  Merkezi’nde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Müezzinoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Toplantıya TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, SDÜ Rektörü Prof. Dr. İlker Çarıkçı ve MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz ile davetliler, akademisyenler, işadamları katıldı. Açılışta konuşan Bakan Müezzinoğlu, kayıtlı istihdamda 1 puanın ekonomiye katkısının yaklaşık 1,9 Milyar TL olduğunu belirterek, ülkemizde yüzde 54 olan kayıt dışı oranının yüzde 34’lere düşürüldüğünü vurguladı.
ÇARIKÇI: BU OPERASYONLARLA NELERİN AMAÇLANDIĞINI ÇOK İYİ BİLMEKTEYİZ
Proje toplantısının açış konuşmasını yapan SDÜ Rektörü Prof. Dr. H. İlker Çarıkçı, akademik yıl açılış töreninde ‘çok boyutlu bir saldırı altındayız’ şeklinde bir açıklama yaptığını hatırlatarak, “Bu saldırı kalkışma, terör, algı operasyonları, karalama, iftira, manipülasyon gibi birçok araç kullanılarak uluslar arası ve ulusal platformlarda yürütülmekte, bizler de bu operasyonlarla nelerin amaçlandığını çok iyi bilmekteyiz. O günden bugüne 45 gün oldu, özelikle ekonomik ve finans alanında yaşadıklarımız söz konusu saldırının son günlerde ağırlıklı olarak bu boyuta kaydığını bize göstermekte. Dün yapılan açıklamalarla bir ölçüde istikrarın sağlanması ve 2017’ye çok daha umutla bakacağımızı düzenlenen basın toplantısıyla dinlemiş olduk ve bizi de çok ümitlendirdi. döviz ve faizle ilgili spekülasyonların mevcut ve potansiyel yatırımcıların güven algısını değiştirmeye ve ülke genelinde bir panik havası yaratmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Bu tartışmalar ülkemizin siyasi ve ekonomik hedeflerinden şaşmasına neden olmamalıdır ve olmayacaktır da. Uluslararası konjonktürün ve bölgesel sorunların ateşlediği yerinde müdahalelerle ve dün de anlatılan bir takım önlemlerle aşılacaktır. Bu zeminde asıl ıskalanmaması gereken konu ekonomide yapısal reformların yapılmasına devam etme zorunluluğudur” şeklinde konuştu.
ÜNİVERSİTE OLARAK BU TÜR PROJELERİ DESTEKLİYORUZ
Açılışı yapılan projenin Türkiye’nin yapısal reformlar yapma iradesine katkı sağlayacağını dile getiren Prof. Dr. Çarıkçı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kayıtlı istihdam oranının yüksekliği büyük ve güçlü bir ekonomi olmanın önemli göstergelerinden birisidir. Üniversitelerin bu duyarlılık projelerle sağlıklı ekonomik ekosistem yaratılmasına katkı sağlamış olduklarına gönülden inanıyorum. Üniversite olarak bu tür projeleri destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz. Yapısal reformlardan daha önemli bir konu ise aslında ekonomi ve finans sistemleri nasıl bir düşünce yapısıyla analiz ettiğimiz konusudur. Müslüman toplumların en büyük toplumsal paradokslardan birisi oluşturulan ekonomi dili ile inanç sistemi arasındaki gerekleri arasındaki uçurumdur.”
KORKMAZ: OBAMA’NIN YAPAMADIĞINI TÜRKİYE YAPIYOR
MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz da son bir yılda yaşanan olaylara bakıldığında Türkiye’min sosyal bünyesinin güçlü olduğunun görüldüğünü dile getirdi. Prof. Korkmaz, şunları söyledi:  “Eğer Türkiye zayıf bünye ile bugünlere gelmiş olsaydı, yaşanan bir takım olumsuz meselelerin altından kalkması mümkün olmayabilirdi. Bu anlamda Türkiye’de sosyal politikalar son yıllarda sessiz devrim şeklinde kendisini gerçekleştiriyor. 2 temel nokta öne çıkıyor. Bunlardan birincisi sosyal bakımdan korunmaya muhtaç dezavantajlı grupların devletin şemsiyesi alında varlığını bulması. Sosyal güvenlik reformu ile Türkiye’de 5510 sayılı kanunla kapsam dışında kalan hiçbir kimse yok. Bugün ABD Başkanı Obama’nın bile başarmak isteyip de seçim beyannamesine koyduğu başaramadığı bir sistemdir. Ülkemize yolu düşen herhangi bir kişi 5510 sayılı kanunda kendine bir yer buluyor. Bu herhalde sosyal politika bakımından bugün bize sosyal devlet bakımından bize anlatılan kıta Avrupası’nın bir çok ülkesinde olmayan bir devrim.
NİTELİKLİ İSTİHDAMDA YETERLİ ÜCRET DÜZEYİ KARŞIMIZA ÇIKIYOR
İkinci önemli nokta ise nitelikli istihdam oluşturma. Sosyal bakımdan alınan önlemler ve gelişmeler önemli. Ama bu konuda biraz daha çalışmamız gerekiyor. Nitelikli istihdam dediğimizde bunlardan bir tanesi yeterli ücret düzeyidir. Bir dernekle çalışmamızda insani ücret kavramına ulaşmıştık. Çalışanların ücretini yaşadığı toplumda hakça pay alması ve insan onuruna yaraşır bir ücret alması noktasına geldik. Bu dernek her yıl asgari ücretin yaklaşık yüzde 20-30 üzerinde çalışanlarına ücret ödüyor. Bu işadamı derneğine üye olabilmek için bu ücreti kabul etmesi gerekiyor. Bu çağrı açıldığında bu projeyi yaparken de buradan ilham aldık.
KAYITDIŞILIKTA BELLİ BİR YERLERE GELDİKÇE BURALARDA DEFANSLAR OLUŞUYOR
Nitelik istihdam bakımından  ikinci meselenin de iş güvenliği olduğunu düşünüyoruz.  İş güvenliği konusunda istediğimiz yerde değiliz. Halen iş kazalarında dünyada ilk sıralarda yer alıyoruz. Bu konuda iş sağlığı ve güvenliği yasası yürürlüğe girdi ve önemli mesafeler kat edildi.  Üçüncü konusu kayıtlı istihdam. Kayıtlı istihdam sosyal güvelik bakımından güçlü bir devlet, toplumu ortaya koyması bakımından önemli. Türkiye’de kayıt dışı oranlarında son yıllarda ivme yakaladık ve oranlar düşüyor. Ancak belli bir yerlere geldikçe buralarda defanslar oluşuyor. Bu bize şunu gösteriyor meselelerin sadece sosyal güvenlik kurumları denetimleri ile ya da  bir takım cezai önlemlerle önlenmesinin imkanı olmadığını gösteriyor.
BU PROJE İŞ DÜNYASI YÖNETİCİLERİ AÇISINDAN KENDİLERİNE KARŞI BİR MEYDAN OKUMADIR
Biz bu projede kayıt dışı istihdam gerçeğinin platformunu oluşturan iş dünyası ile kafa kafaya vererek meselenin sadece maliyet olmadığını ya da sadece denetimlerle çözülemeyeceğini, öncelikle bu meselenin önemini, kendi üyeleriyle ve toplumla paylaşarak bir bilinç ve farkındalık oluşturma amacındayız. İş dünyası yöneticileri açısından kendilerine karşı bir meydan okumadır.  Eleştirileri hemen kişiselleştirip şahsımıza alma lüksümüz yok. Çünkü ekonomik ve sosyal veriler ortada. Bu anlamda iş dünyası ile bu projeye kalkıştık.”
BAŞDEĞİRMEN: HEDEFLERİMİZ İÇİN ÇALIŞIYORUZ
ITSO Başkanı Şükrü Başdeğirmen ise bu proje yüzünden işadamlarından eleştiriler gelebileceğini belirterek, önce çuvaldızı kendilerine batırmak istediklerini bildirdi. Başdeğirmen, “Düz mantık bakarsak ticaret ve sanayi odamız üyelerinden böyle bir çalışmadan dolayı eleştirisi alınabileceğini biliyoruz. Siz bizim koruyucumuz olacakken neden açıklarımızı ortaya çıkarıyorsunuz diyebilirler. Eğer biz hep beraber büyümek için bu memleketin içinde yaşıyorsak birlikte bu işi çözmek zorundayız. Ne ticaret odası, ne borsamız, ne üniversitemiz ne de devletimiz tek başına değil. EL birliği içinde olmamız gerektiği inancındayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir hedefi var, sayın hükümetimizin bir hedefi var. 2023 hedefimiz var. 2023 hedefinde bizi ilgilendiren 3 tane ana madde var. bunlardan bir tanesi ülke ihracatımızı 500 milyar dolara çıkarmak.  Bizim Isparta olarak şuanda 240 milyon dolar olan ihracatımızı 500 milyar dolara çıkarmak hedefindeyiz. 200 ülkemiz var, bunların içinde en güçlü 17’inci ekonomi Türkiye ekonomisidir. Biz neden bu gücümüzü ilk 10’lara alamayalım? Bizim milli gelirimiz 10 bin dolar seviyesinde. Hedefimiz bu milli gelirin 2023’te 20 bin doların üzerine çıkarmak. Bu hedeflere ulaşmak için elbirliği ile ilk önce çuvaldızı kendimize batırmamız gerekiyor. Onun için bu projeyi en iyi şekilde sonuçlandırmak için bu çalışmayı yapmış durumdayız.
ITSO OLARAK KATILMAMIZIN TEMEL NEDENİ KAYIT DIŞININ KAYIT ALTINA ALINMASIDIR
Ekonomik alanda ortaya çıkan gelişmelerin arzu edilir düzeyde olmaması daha çok çalışmaya daha çok politikalar üretmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu anlamda sosyal politikaların gelişmesine çeşitlenmesine gelir dağılımının daha adil hale gelmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Güçlü toplum, rekabetçi bir ekonomi yapı, üretim sürecine katılan işçilerin geleceklerinden emin yeterli sosyal güvenceye sahip bireylerle mümkündür. Çalışanların hak ettiği ücreti alması kadar kendi ve ailesinin geleceğinin güçlü bir sosyal güvenceye de sahip olması önemlidir. Sosyal güvencenin geliştirilebilmesi öncelikle ekonomik faaliyetlerin kayıtlı bir sisteme dahil olması, istihdamın da kayıt altına alınmasına bağlıdır. İş dünyası kayıtlı kalmıyor isimli Avrupa Birliği projesine ITSO olarak katılmamızın temel nedeni budur” şeklinde konuştu.
HER 3 ÇALIŞANDAN BİRİSİ KAYIT DIŞI
Ülkemizdeki kayıt dışı rakamlarına bakıldığında oranın yüzde 33’lerde olduğunu belirten Başdeğirmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her 3 çalışandan birisinin kayıtsız olduğu görülmektedir. Bu ciddi bir sorun olarak karşımızda demektir. Konuyu bahane üretmek ve bir takım ekonomik gerekçelere sığınarak durumu izah etmek de mümkün. Ancak durumu iş dünyası olarak bizlerin bahane üretmek değil, soruna kalıcı, akılcı ve sistemi rehabilite edici çözümler üretmek olduğunu biliyoruz. Önce çuvaldızı kendimize batırıyoruz. Her bir kayıt dışı istihdamın bizler bünyesinde gerçekleştiğinin bilincindeyiz. Ancak sorunun sadece ceza, teftiş, denetim gibi önlemlerle girdirilemeyeceği, toplumsal bir bilinçlendirmeyi ortaya koymak suretiyle kalıcı, nitelikli bir iyileşme ortaya konulabileceğini düşünüyoruz.
HER ŞEYDEN ÖNCE MESELE AHLAKİ BİR KONUDUR
 Kayıt dışı istihdam ile iş dünyamız belki kısa dönemli bazı maliyet avantajları elde ediyor gibi gözükse de esasında toplamda çok daha büyük kayıplar ortaya çıkmaktadır. Her şeyden önce mesele ahlaki bir konudur.  Başkalarının hakkını bünyesinde barındıran bir iş adamının vicdanı olarak zayıf olacağı inancındayız. Kayıtlı ekonomide faaliyet gösteren işletmelerle göstermeyenler arasında haksız maliyet avantajları olmaktadır. İş dünyası olarak rekabetçiliğin ve maliyet avantajlarının sadece ucuz iş gücü ile mümkün olmadığı arge, inovasyon ve yeni Pazar, yeni ürünler, yönetimsel beceriler ortaya konularak maliyet avantajlarının elde edilebileceğini düşünüyoruz. Kazancımıza hukuka aykırı olarak dahil edeceğimiz haksız gelirlerin bizlere hayır getirmeyeceğine inanıyoruz. İş dünyamıza konunun ne kadar önemli olduğunu anlatacağız. Ülkemizin gelişmesinin sadece ekonomik çıktılarla olmayacağını toplumu oluşturan bireylerin sosyal refahtan adil bir pay alması halinde çok daha güçlü sosyo ekonomik bünyeye sahip olacağımızı güçlü bir şekilde ifade edeceğiz. Günümüzde üretim yapmanın ne kadar zor olduğunu da girişimci olmanın risklerini de iliklerimize kadar hissediyoruz. Bunlar bizim gerçeklerimiz. Ancak kazançlarımıza çalışanlarımızın alın terini, onların ve çocuklarının geleceklerini dahil ederek ekonomik gelişmelerimizi sürdüremeyiz ve sürdürmek istemiyoruz.
BİLGİÇ: PROJE HAYIRLI VE UĞURLU OLSUN
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç de üniversite şehir işbirliğinin önemli örneklerinden bir tanesi olan bu projenin hayırlı olmasını temenni etti.
VALİ GÜNAYDIN: KAYIT DIŞILIK EN BASİT ANLAMI İLE HAKSIZ REKABET VE KUL HAKKIDIR
Isparta Valisi Şehmus Günaydın ise ülkemizin son 154 yılda birçok alanda başarı hikayesine imza attığını dile getirerek, “Bunların en önemlisi de bana göre ekonomik alandaki başarılardır. Tabi bunun sürdürülebilir ve kalıcı olması içinde yine yapısal reformlara devam etmemiz lazım. Gerek kamu borç stoku anlamında, gerek üretim anlamında, gerek ihracat anlamında yakaladığımız bu başarıları sürdürülebilir kılmamız için mutlaka ve mutlaka mücadele etmemiz gereken konulardan bir tanesi de kayıt dışılıktır. Kayıt dışılık en basit anlamı ile haksız rekabet ve kul hakkıdır” dedi.
BAKAN MÜEZZİNOĞLU: DÜRÜST, GÜVENİLİR ÇALIŞKAN OLAMAZSANIZ ADAM OLAMAZSINIZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu da konuşmasının başında SDÜ’nün ilham veren üniversite başlığı ile hazırladığı sinevizyon gösterisini izlediğini belirterek, “Güzel bir sinevizyon mottosu var. Okumazsan, kütüphaneye girmezsen bilgi sahibi olamazsın. Havuza atlamazsan, yüzmezsin. Yol haritanız için bu kelimeler çok önemli ve çok hayati. Ama bana göre bir katkı daha sağlamak istiyorum buna. Dürüst, güvenilir çalışkan olamazsanız adam olamazsınız. Bu kelimeleri taşıyanlar büyük adamlar oldu. En önemli kelime adam olabilmektir. Bu milletin, bu ülkenin ve bu medeniyetin adam gibi adamları olabilmeyi nasip etsin sizlere. Önemli ile değerlinin arasındaki farkı çok iyi yakalamak lazım. Önemli ile değerliyi birlikte götürebilmeyi hayat felsefesi yapmalıyız. Okul okumak, diploma sahibi olmak önemlidir. İşadamı olmak önemlidir. Mühendis doktor olmak önemlidir. Belediye başkanı başbakan olmak önemlidir. Önemli olmanın ikinci ayağı değerli olmaktır. Bu millet değerlileri tarih sayfasına yazar, önemli olanlar bu salonda alkışlanır. Bu alkışın kalıcı olabilecek bir yolculuğu olmalıdır. Biz medeniyet anlayışının mensuplarıyız. Dünyaya bir medeniyeti sunmuş bir milletin mensuplarıyız. 150 yıl öncesinde dünyanın 3 kıtasının ve farklı millet ve inançların olduğu bir coğrafyada ilim, irfan hak ve adalet huzur ve barış anlayışıyla o coğrafyaya bir medeniyeti sunmuş milletiz. Kendi değerlerimizin ne olduğu bilen ve o değerleri ile önemliyi ve değerliyi birlikte götüren bir medeniyetin mensuplarıyız. Geçtiğimiz dönem Edirne milletvekiliydim. Edirne’de aklı hastalıkları ile yapılan şifahanenin şu zamana kadar mimari ve ruhu yoktur. Medeniyet dediğimiz 1400 yıllarında getirdiklerimizdir. Bir Mimar Sinan döneminde önemliydi bugün ise değerli. Zamanında önemli olmak kadar değerli de olunabilmelidir. Bunları hayat felsefesine yerleştirin” dedi.
GENÇLERLE KARŞILAŞTIĞIMDA 3 ŞEYDEN BAHSEDERİM
Gençlerle karşılaştığında onlara 3 şey söylediğini ifade eden Bakan Dr. Müezzinoğlu, şunları söyledi: “Birincisi, özdeğer kelimesidir. Hangi milletin mensubu olursanız olun, hangi inancınmensubu olursanız olun, adınız ne olursa olsun, bir insan olarak özdeğeriniz olmalı. Bu özdeğerleriniz de 3 kelime ile özetlenebilir. Dürüst, güvenilir ve çalışkan olmaktır. Bu 3 kelime sizde varsa hangi milletten olmanızın bir önemi yok. Sizin ana enerji kaynağınız olmalı, hayat felsefenizin özü olmalı. Bu salondakilerin tamamı da çok şükür ediyordur. Biz bir değerin ve milletin mensubuyuz. İkinci ayağımız milletimize ait özdeğerler oluşturacaktır. Bu milletin bir değeri ve kültürü var, mirası var. Dünyaya medeniyet sunduğu ilkelerin neler olduğunu söylemeliyiz. İlim, irfan, hak ve adalettir. Bugün medeni insanı ve topluluğu tarif edecek iki kelime vardır onlarda, adalet ve ilimdir. İlim ve adalet kelimeleri ne kadar güçlüyse o kişi ya da millet o kadar güçlüdür. Bugün dünyaya yön veren milletlerde o kelimeler vardır. Biz yeniden vicdanlarımız ile yüzleşeceğiz. Vicdanlarımız ile yüzleşerek ilime verdiğimiz değer ne kadar diye sormalıyız. Sadece diploma almak için okumamalıyız. İlimin hakkını veren bir millet olmalıyız. Bununla birlikte medeni de olmayız. Hak ve adaleti, ilim ve irfanı merkeze alamayan hiçbir millet kendi vicdanı ile yüzleştiği zaman iddialı olamaz. İddialı olmak istiyorsanız bu iki ayağı merkeze almak lazım. Ak Parti olarak o gün kurucu Genel Başkanımız bugün Cumhurbaşkanımız bütün ağırlığı bu alanlara yönlendiriliyor. Bütün illere üniversite, bütçede birinci derecede Milli Eğitime pay ayrılabiliyor. Biz vicdanlarımıza doğruyu anlatmalıyız. Özdeğerleri olan bireyler olmalıyız.  2. Öz kelime ise özsaygıdır. Kendinize olan saygınızı merkeze alın. Bu egoistlik olarak algılanabilir ama bu şekilde değildir. Kendinize saygınız olmazsa, başkaları size sadece makamınıza saygı duyar, size değil. Kendinize yalan söylemezseniz başkasına da söylemezsiniz. Bir başkası size saygısızlık edemez. Kendisine yalan söyleyen herkese yalan söyler. Kendisini kandıran biri o anda kim olursa olsun ihtiyacı olduğunda herkesi kandırır. Kişilikli olun. Zorluklar olabilir. Bunları aşabilmek için kendi kişiliğinizi dejenere ederek yarınlarınızı saygın ve güçlü hale getiremezsiniz. 3. özgüvendir. Çalışkan ve güvenilirseniz ve değerleriniz varsa dünyanın neresinde olursanız olun, karşınıza hangi güç çıkarsa çıksın her zaman başınız dik olur. Bu 3 kelimeyi ne kadar hayat felsefine yerleştirirseniz hayat merdivenlerini çıkmak kolay olacaktır. Ne olursa olsun saygın insanlar içerisinde yer alacaksınız. Vicdanlarımız ile yüzleşmemiz lazım. Bu milletin medeniyet yolculuğunda değerli oluruz. “
KAYITDIŞILIKLA OLAN MÜCADELEMİZE VİCDAN OLARAK BAKMAMIZ LAZIM
Öte yandan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in konuşmasında kayıtlı ekonomi ile ilgili projede iş dünyasından duyarlılığını söylediğini kaydeden Bakan Müezzinoğlu, “Kayıtlı ekonomiyi tek bir rakam ile topluma olan katkısını söylüyorum. 1 puanlık, 1 kayıt dışılığı kayıt içine alabilmenin Türk ekonomisine katkısı yaklaşık 1,9 milyar TL. 52’lerden 34’lere indirmişiz. Şu anda Türkiye ekonomisinin 1/3 kayıt dışı. Kayıt dışı çok olursa adaletli bir toplum olamayız. Her yıl 65 milyar gibi bir rakamı birilerinin hakkının birilerine gittiğini düşünürsek adaletli olamayız. Kamu yöneticileri olarak dinamiklerimizi güçlendirmeliyiz. Hakkını arayabilen bir toplum olmalıyız. Haram ile helalin ne olduğunu ölçebilen işadamı ve iş dünyası olması lazım. Bu anlamda kayıtdışılıkla olan mücadelemize vicdan olarak bakmamız lazım. Denetlemelerde %10’una ceza verdik. Asıl gidilmesi gereken mesafeyi kat edemedik. Kendinizi merkeze alın. Önünüze engeller sıkıntılar çıkabilir. Yunanistan gibi bir ülkede Yunanistan vatandaşı olarak doğdum. 14 yaşında okumak için bu ülkeye geldim. 28 yaşında kaçak olarak Türkiye’ye geldim. 4 yıl dünya vatandaşı olarak yaşadım. Bugün bu millet öyle bir millet ki beni Bakan olarak gelebilen bir yolculuk yapmış biriyim. Kelimeler temel hayat felsefesidir. En çok çektiğim sıkıntıları ve sorunlarımı seviyorum. Onları yenebilmesini öğrendim. Her şeyi hazır bularak başarılı olamazsınız her şey ile mücadele ederek başarılı olursunuz. Mücadele ruhu da insana heyecan veren başka bir kaynak da yoktur.
ÖLDÜĞÜMÜZDE HESAP VERİRSEK DAHA RAHAT OLURUZ
100 yıldır alın teri kutsaldır diye söylenir. Akıl teri dökenler, alın terimizi sömürdüler. Kuran-ı Kerim’de birçok ayette bile yer alır. İslamiyet Müslüman’a şu soruyu sorar. Hiç düşünmez misin? Düşünmediğin zaman hesaba tabi tutulacaksın. Bugün sıkıntılarımızın temelinde ne var? Bizim adımıza düşünenler var ve bunlar alın terimizi sömürüyorlar. Yeniden dünyada yarışta var olacaksak. Yeniden Türkiye’nin barışını sunacaksak, bizim yeniden düşünen bir millet olmamız lazım.  Bu ülkeye millete olan sorumluluklarımızı yerine getiririz. Öldüğümüzde hesap verirsek daha rahat oluruz” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından SDÜ Rektörü Prof. Dr. Çarıkçı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’na hediyeler takdim etti. 

Anahtar Kelimeler:
Salı 18.3 ° / 6.6 °
Çarşamba 19.3 ° / 9.2 °
Perşembe 21.2 ° / 10 °