Kamu görevlileri, 2010'daki Anayasa Referandumu ile elde ettikleri toplu sözleşme hakkının gereği olarak 2020 ve 2021 yıllarını kapsayan 5. Dönem Toplu Sözleşme için hükümetle masaya oturacak.
Yaklaşık 3 milyon 200 bin memur ile 2 milyon memur emeklisinin 2020 ve 2021 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 5. Dönem Toplu Sözleşme süreci 1 Ağustos’ta başlayacak.
Kamu görevlileri, 2010’daki Anayasa Referandumu ile elde ettikleri toplu sözleşme hakkının gereği olarak 2020 ve 2021 yıllarını kapsayan 5. Dönem Toplu Sözleşme için hükümetle masaya oturacak.
1 Ağustos’ta başlayacak toplu sözleşme süreci öncesi pazarlık masasında yer alan Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve KESK, hazırladıkları mali ve sosyal taleplerini önceki gün Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına sundu.
Konfederasyonların ortak talebi refah payı
Toplu sözleşme masasında 11 hizmet kolunun tamamıyla yetkili konfederasyon olan Memur Sen, taleplerini teşkilatlarıyla istişare ve değerlendirme toplantıları yaparak belirledi.
Taban aylığa seyyanen 200 lira, ilk yıl yüzde 8+7, ikinci yıl yüzde 6+6 zam ve birinci yıl yüzde 3, ikinci yıl yüzde 2 refah payı talebinde bulunan Memur-Sen, kamu görevlilerinin merakla beklediği 3600 gösterge konusunun da toplu sözleşme masasında bir an önce çözülmesini istedi.
Türkiye Kamu-Sen ise taban aylığa seyyanen 600 lira, ilk yıl yüzde 10+10, ikinci yıl yüzde 8+8 zam ve her iki yıl için yüzde 3 refah payının yanında, memurlara da bayram ikramiyesi ödenmesini talep etti.
Pazarlık masasının diğer üyesi KESK, 2020 için toplam yüzde 38 artış, 2021 yılı için de 2020 enflasyonu artı 3 puan refah payı talebini kamuoyuyla paylaştı.
“Çalışanların beklentilerinin dikkate alındığı bir sözleşme verimliliğe katkı sağlar”
Çalışma hayatı uzmanı Tarkan Zengin, yaptığı açıklamada, Yeni Ekonomi Programı’nda enflasyon hedefinin 2020 için yüzde 9,8 düzeyinde, 2021 için ise yüzde 6 oranında olduğunu anımsattı.
Enflasyonun hedeflenenin üzerinde gerçekleşmesi ve reel ücretlerindeki azalmanın çalışanlarda yüksek zam beklentisi oluşturduğunu belirten Zengin, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu toplu sözleşme sürecinde, kamu çalışanlarının zam beklentisinin yüksek olduğunu görüyoruz. Masada sadece maddi talepleri yok, sözleşmeli personele kadro, iş sağlığı ve güvenliği, emekli, engelli ve kadın çalışanlara yönelik hakların olduğu sosyal talepler de var. Bu aşamada, pazarlık masasında yetkili olan Memur-Sen ve bağlı sendikalarının 800’den fazla talebinin olduğu dikkatimizi çekiyor.”
Zengin, Türk-İş’in kamu işçilerini ilgilendiren 2019 Yılı Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü kapsamında hükümetin 5+4 zam teklifini kabul etmediğini anlatarak, şunları kaydetti:
“Bu yıl kamudaki işçiler ile memurların zam görüşmeleri aynı döneme denk geldi. Tabii burada dikkat edilmesi gereken bir fark var. Kamu işçisi için 2019-2020, memurlar için ise 2020-2021 yılları için pazarlık yapılıyor. Bu aşamada çalışanların beklentilerinin dikkate alındığı bir sözleşme, verimliliğe, çalışma barışına ve çalışanların motivasyonuna önemli katkı sağlar. Memur toplu sözleşmelerinin masada bitme ihtimali uzak görünüyor. Kamu görevlileri toplu sözleşmesinin uzlaşmazlık nedeniyle Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna gideceğini düşünüyorum.”
“Zam talebinin makul olduğunu düşünüyorum”
Sosyal güvenlik müşaviri Ahmet Ağar da 5. Dönem Toplu Sözleşme’nin 3 milyon 200 bin memur ile 2 milyon memur emeklisi kadar toplumun büyük kesimini de yakından ilgilendirdiğini söyledi.
Memur ve memur emeklisinin maaşlarında yapılacak artışların esnafa da fayda sağlayacağını belirten Ağar, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Memur konfederasyonlarının mali ve sosyal haklara ilişkin talepleri aslında kamu çalışanlarının beklentileri doğrultusunda. Maaşlarda yapılacak artışlarda gerçekleşen ve hedeflenen enflasyon oranları dikkate alınıyor ama sokağın, çarşının-pazarın enflasyonu gerçekleşen ve hedeflenen enflasyonların üzerinde. Bundan dolayı da sendikalar oransal artışların yanında ‘refah payı’ da talep ediyor. Maaşlardaki erime göz önüne alındığında yetkili konfederasyonun zam talebinin makul olduğunu düşünüyorum. Bu taleplerinin karşılanması memur ve memur emeklilerinin yaşam koşullarını iyileştirecektir.”